18 Şubat 2010 Perşembe

Browni ve Trüflarım





Trüf ve brovni birde kırmızı kukişler...iki kutu hazırladım ... İstanbul yolculuğuna çıkmadan sizlerle paylaşmak istedim...yapımı oldukça kolay olan trüfleri içene portakal kabuğu ve tarçın karıştırarak yaptım ..ben çok seviyorum portakal ve tarçını çikolatayada yakıştırıyorum...

Malzemeler : 250 gr kuvertür çikolata, 250 ml süt kreması, 200 gr fındık,100 gr badem
bir çorba kaşığı tereyağ,bir portakal kabuğu rendesi ,bir çay kaşığı tarçın.

Yapılışı: Yapımına başlamadan önce badem ve fındıklardan birer avuç ayırdım ve geri kalınını rondada çekerek parçaladım. Bademleri daha ince fındıkları da daha irice çektim... bir tabağa döküp onları hazırda beklettim..Dibi kalınca çelik kapta kremayı kaynama noktasına gelinceye kadar ısıtıp içen parçalar halinde kestiğim çikolataları ve bir kaşık tereyağını içine koyup, ateşin altını kapattım ve çikolatalar eriyinceye kadar karıştırdım..biraz soğuğunca bir portakalın kabuğunu ve bir çay kaşığı tarçını içine koyup iyice karıştırarak oda ısısına gelince dolaba koydum . Soğumuş ve kuyu kıvam almış çikolatayı avucuma ceviz kadar alıp içlerine birer tane fındık saklayarak yuvarladım ve fındık kırıntılarına bulayarak kapşonlara yerleştirdim.. badem saklayarak yuvarladıklarımı badem tozuna buladım onlarıda kapşonlara yerleştirdim... yapımı çok kolay ve lezzetli tarçın, portakal, fındık ve badem daha ne olsun?.. Afiyetler olsun.....


Malzemeler; 115 gr tereyağ, 100 gr bitter çikolata, 30 gr un, bir tatlı kaşığı üstü düzlenmiş kabartma tozu, bir çimdik tuz, 2 yumurta +biryumurta sarısı daha, 200 gr toz şeker, 200 gr irice dövülmüş ceviz , bir portakal kabuğu rendesi, dilerseniz tarçın ve vanilya da koyabilirsiniz...

Browninin çikolata sosu; çikolata ganaj , 200 ml süt kreması 100 gr çikolata bir kaşık tereyağ

Yapılışı; Dikdörtgen veya kare bir kalıbı en fazla 30 cm olucak güzelce yağlayıp unlayıp hazırda bekletelim...
Bir kap içinde kısık ateşte çikolata ve yağı eritip oda ısısına gelmesini bekleyelim . Kuru malzemeleri , unu tuzu ve kabartma tozunu eleyelim, ayrı bir kabın içine yumurtaları koyup karıştırıcıyla çırpmaya başlayalım köpük köpük olmaya başlayınca yavaşça şekeri içene dökelim ve mayonez kıvamına gelince, eritilmiş oda sıcaklığına gelmiş çikolatayı , portakal rendesini vanilya veya tarçını , eleyerek bir kenarda beklettiğimiz kuru malzemeleride koyup bir birine karışınca ya kadar çırpalım çok çırpıp hamuru sulandırmamamız gerekiyor..kek kalıbına dökerek 175 derece de ısınmış fırında 25 30 dakika pişrelim...kontrolunu yapıp fırından çıkaralım biraz soğuğunca küp küp keselim ve üzerine hazırladığımız ganajı yavaşça dökelim .. afiyetler olsun ...

Bu arada arkadaşlar,doğum günümde sevgili erkek kardeşim Rasim ve güzel eşi Gül doğum günümde bana fotoğraf makinası alıp göndermişler bundan sonra inşallah makinayıda çözersem güzel resimlerle paylaşımlarda bulunacağım . sevgi ile kalın...

Kurabiye tariflerini artık yazmaya gerek duymuyorum kalıplarla kesilen bütün kurabiyelerin tarifi hep aynı...

13 Şubat 2010 Cumartesi

YILLAR ÖNCESİNE NOSTALJİ


78 senesinde Nevin ve Ahmet









13 şubat 1978 benim eşimle tanıştığım gün.... tam 32 yıl oldu... yerlere saçılmış resimler o yıllara ait çok güzel resimler ve onun bana aldığı İlhan İrem in longplay i....şimdi benim kızım''longplay de ne anne''diyor...'' ozamanlar uzun çalar plaklara denirdi kızım'' dedim burdan da ne kadar uzun yıllar geçtiği anlaşılıyor..bu kadar uzun yıl birliktelikte hem arkadaş hem sevgili olduk...Güzel geçen yılların yanında sıkıntılı günlerimizde çok oldu ama biz yine birlikteydik bu yılları yaşarken iki çocuğumuzla hayatımızı renklendirdik ...Onları büyütürken biz küçülmeye başladık...''terketmedi sevdan beni''diyor televizyonda Ferhat Göçer bu yazıyı yazarken ...benim gözümden akan iki damla yaş... neden bilmem akan yaşlar... hüzün mü ?bende bilmiyorum yada akıp giden yıllarmı beni hüzünlendiren...ben neler vermezdim o yılları daha dolu yaşamak için yapamadıklarımı yapmak için pişman mıyım asla... eşimle beraberliğimde hiç pişman olmadım ama sadece evlendikten sonrada üniversite okumak isterdim tek pişmanlığım bu... keşke dediğim sadece üniversite okuyamamak.... şimdi çocuklarıma okumaları için fazla baskı yapmam bu nedenden dir belki..ben hayat üniversitesinde ev kadınlığı bölümünü seçtim ama ben burdan mezun olamıyorum hala.... şimdi iyiki oğlum bilgisayar öğretmiş iyiki bu blogu açmış benim küçük dünyamı dolduran birsürü insan la tanıştım....
Benim yaşıtlarım bilir bizim zamanımızda ulu orta flört etmek normal karşılanmazdı bu resimlerde bizim okul çıkışı yada okulu kırdığımız günlerde çekilmiş resimler..32 yıl geçti birlikteliğimizin üstünden... 25 yıldır da evliyiz ... benim babam hala bu resimleri görmedi onu incitmek istemedim flört etmelere karşıydı... evimizde hala bu okul yıllarına ait albümü saklarım bulup da bakmasın diye..annemle babam bize misafirliğe geldikleri zaman benim kızım bu gizliliği bildiği halde muzurluk olsun diye'' anne sen babamla nasıl tanıştın ,nasıl okulu kırdın'' sorularıyla beni babamın karşısında ezer,kıvrandırırdı cadı... ben babamın gözlerine bakamam anlatamam hemen lafı değiştiririm.. evlenmeden önce kadın erkek ilişkisine biraz tutucu bakan babanın kızı olarak hala bunu babama söyleyemem... onun düşüncelerine saygı duyuyorum onlar evlerine döndüğü zaman albümleri çıkarıp bakarım ..şimdi ki gençler herhafta bir sevgili değiştiriyor hangisi doğru bilemem ..

Biz yıllardır kutlamalarımızı arka arkaya yapardık... Dün 12 şubat benim doğum günümdü... ...PASTAMI SORARSANIZ HAZIR GELDİ BU YÜZDEN YOK...Yüzünü bile görmediğim dostlarımla paylaşımımdır..sevgilerimle

6 Şubat 2010 Cumartesi

Rahmetli nenemin tarifleri

Nenemin pırasa pidesi
Nenemin kurabiyeleri
Kaymaçina



Merhabalar blog severler , uzun bir aradan sonra tekrar sizlerle paylaşımlarda buluştuk..Arkadaşlarımı fırsat buldukça takip etmeye çalıştım ama oldukça yoğun geçen İstanbul ziyaretim de kimseye yorum yazamadım herkes şimdi pasta yayınlamamı bekliyor ama ben nişan gecesine ait resimleri toparlamaya çalışıyorum o gece ben resim çekmediğim için kim çektiyse onlardan rica ediyorum bana göndermeleri için ... Evde yapılan bir nişan için iyi hazırlandığımızı düşünüyorum ...bir sonraki post ta sizlerle yeğenimin nişanını ve hazırlanan ikramları paylaşacağım...
Şimdi gelelim üstte resimlerini gördüğünüz nenemin pırasalı pidesine... Daha önce belirttimmi bilmiyorum benim ailem Rumeli göçmenlerinden... annemler Üsküp den gelmişler onlarında meşhur pırasa ve pazı pidesi bizim evde en çok sevilen börekler arasında... Biz İstanbula gidince de annem döktürür börekler kaymaçinalar sütlaçlar ve nenemin kukrabiyeleri ...biz uzaktayız diye hepsi ni yedirmeden bizi göndermez onları yapıncaya kadar da sırtı çatlar ..bizde bir tepsi börek yapılmaz iki üç tepsi olmazsa olmaz kalabalık aileyiz biz bütün kardeşler toplanınca çoluk çocuk onbeş yirmi kişi oluruz..Aslında annem bunları yaparken resimleri çekecektim ama biz eve gittiğimizde herşey hazırdı masaya oturmadan hemen bitane kesip resim çekiyim dedim ..sizlere göstermek istedim.. el açması bu börek sadece un su ve tuz , ara malzemeside kavrulmuş pırasa anneme'' tarifini söylede anlatayım sitemde'' dedim...'' aman kızım un ,su ,tuz yumuşak hamur tut o kadar'' diyor onda hiç bir zaman ölçü yoktur... nasıl bir el ki hep aynı sıtandartta çıkıyor bu börek anlamam ...Bende yapıyorum ama anneminki gibi olmuyor.. onun böreği bir başka annemin elinden çıktığı için herhalde...
Kaymaçina tepsiyle yapılır ve herzaman da kardeşler arasında sen fazla yedin ben az yedim şamatası olur... annem de herzamanki gibi yarın yine yapıcam kavga etmeyin diye bizi yatıştırır... Allahtan kaymaçınanın ölçüsü var..kurabiye ise oda nenemin yaptığı bir kurabiye onu ben çok yemem ama yine de yapar diğerleri yiyor diye..içi kek gibi yumuşak kurabiyeyi sevmiyorum ben kurabiye benim için gevrek ve ince olmalı bisküvi gibi......
Börek tarifini size anlatmaya çalışacağım ....
malzemeler:Bir kilo pırasa
500gr ile750 gr arası böreklik un,bir tatlı kaşığı tuz
250 margarinin içine bir çay bardağı ayçiçek yağı (annem bazen tereyağlı yapıyor)
Yapılışı: pırasalar temizlenir ve küçük küçük doğranır.. bir kap içinde güzelce yıkanıp suyu süzdürülür..tencereye bir kaşık tereyağ koyup hiç suyu kalmayıncaya kadar kavrulur içine tuz ve kırmızı pul biber atılıp ocağın altı kapatılır bir kenarda soğıuması için bırakılır...başka bir kap içinde margarin ısıtıtılıp erimesi sağlanır soğuduğunda da içine sıvı yağ koyulup karıştırılır ....
Hamur yoğurma kabında beşyüz gr unun ortası havuz gibi açılıp tuzu koyup ılık suyla yumuşak bir hamur tutulur ele yapışmayacak bir hamur elde edilir ve çok iyi yoğurulur.. hamuru yoğurduktan sonra bir temiz bez üzerine örterek dinlendirilir... hamurun kıvamına göre un miktarını tam olarak veremedim suyu fazla kaçınca biraz daha un ilave edilebildiği için 500 ile 750 arası dedim.. Dinlenmiş hamurumuzu alıp küçük küçük 40 adet cevizden çok az büyük parçalara bölüp, küçük parçaları da tekrar ayrı ayrı yoğurup yuvarlıyoruz... hepsini örtünün altına koyup sırayla parçaları alıp oklavayla açıyoruz...böreğin alt katı için 20 tane hamuru ayırıyoruz herbirini 15 20 santim oklavayla çıyoruz üstlerine de eritilmiş yağdan birer kaşık yağ dökerek her hamur parçasını yağla sıvazlayıp yağlıyoruz... ..ayyy ben yazarken yoruldum arkadaşlar...yağlanmış bir hamuru alıp elimizde bir servis tabağı büyüklüğünde açıyoruz sırasıyla diğer yufkalarıda aynı okadar açıp üst üste koyuyoruz her hamuru üst üste koyarken kenarlarını parmakla yapıştırıyoruz ki hamurlar birbirinden ayrılmasın taki 20 adet yufka yani böreğin altkatı oluncaya kadar.... altına yirmi adet üstüne de yirmi adet oluyor..20 adet yufka yağlanıp biraz açılıp üst üstte koyduktan sonra bence en zor olan bana göre o yufkaların hepsini iki yumruk üstünde tepsi büyüklüğüne gelinceye kadar açıyorsunuz tepsiye yerleştirdiğiniz hamuru n üstüne pırasaları düzgünce yayıyorsunuz...şimdi ikinci katın hamurlarını tekrar
oklavayla küçük küçük açıp yağlayıp kenara diziyor ve aynı ilk katta olduğu gibi üst üste dizip elinizle yumrukların üstüyle pizza açar gibi açıp pırasaların üstüne olduğu gibi oturtuyoruz kenarlarınıda saç örgüsü gibi iki katı birbirine kapatıyoruz..ben yazarken bittim arkadaşlar varın siz düşünün beni yaparken..şimdi fırın ısısını vermek gerek,ama maalesef annemin bu böreği davul denen fırınlarda pişiyor onunda derecesi yok ..pişip pişmediğini sürekli kontrol ederek anlıyor ...ama gerçekten bu börek anlatırken bile zor bana göre... ama tadı tel tel ayrılmış yufkalr ve nefis pırasa harika oluyor herzaman söylüyorum iyiki nenem annemede öğretmiş bende sık sık yaparsam onu gibi güzel yapabilirim belki... ama bu turbo fırınlarda güzel olmuyor...denedik annem de beğenmiyor illaki davul fırın gerek..


Kaymaçinatarifi: 2 litre süt,2su bardağı şeker 12 adet yumurta

Bir kap içine yumurtaları kırıp üstüne şekeri dökerek çırpıyoruz...sütüde ilave edip hepsini çok güzel çırpıyoruz..tepsiye döküp yine davul fırında pişriliyor ..bu çok kolay bizde afiyetle yiyoruz ..
Kurabiyenin tarifi yok çünki annemin tarifi şöyle dört yumurtayı kır kızım şekerle karıştır at biraz içine yağ eline yapışmayıncaya kadar un da koy karıştır portakal kabuğu ve cevizde koy yoğur diyor ..yuvarla yuvarla koy tepsiye diyor bu şekilde tarif olmayacağı için tarifi budur diyemem...